Ezoterik Öğretiler Ansiklopedisi Cilt 2 Tufandan Sonra

Tufan öncesi uygarlıkların ve Tufan öncesi inanç biçimi olan Ezoterizm'in öğrettiği, Tufan sonrasında yeni bir uygarlık başlatan bölümlere nasıl yansıdığı, ikinci cildin kütüklenmesi konusu olmuştur. Ansiklopedide alınan tüm kadim uygarlıklar ve bunların ortaya koyduğu inanç biçimleri büyük bir ağırlıkla Tufan önceden kök almakta ve Ezoterizm inancının izlerini bırakacaklar. Çalışmada, araştırmacıların çoğunun oranlarında zorlandıkları gizemlere, tufan öncesi çözümlerin akılcı açıklamalarla birleştirilmesi mümkün olmuştur. Örneğin Sümerlerin Nereden geldikleri, kendi köklerinin dayandıkları efsane ülke Dilmun'un sınırı olduğu aksi ispatlanamayacak biçimde izah edilmiştir.

Ancak tüm bu Tufan sonrasındaki uygarlıkları, ateşten uzaklaşan rehberlerin yok olmaları gibi, dayandıkları Bilgi ve Uygarlık Merkezleri sularının altında tutuldukları için giderek uygarlık nimetlerinden yoksun kalmış ve kaçınılmaz bir gerileme çağı yaşamışlardır. Önce tüm bu siklet bildirimleri Tek Tanrı inancının yavaş yavaş kaybolmuş, yeri Tek Tanrının birer sembolü olan parçaların, örneğin Güneş'in tanrılaştırılması olmuştur. Böylece, her yerde aynı anda nasıl ortaya çıktığı günümüz bilimince açıklanamayan küresel bir Güneş Kültü doğmuştur. Güneş Kültü de zamanla, çok tanrılı dinlere doğru geri dönmüştür.

Ancak bu süreçte Ezoterizm inancı ve Tek Tanrıcılık dünyanın hiçbir özelliği yok, sadece yer” inmiştir. Bu inanca sahip ekollere bağlı olan inisiyeler, kendilerine çok tanrıcı dinlerin benleri gibi göstererek, inançlarını muhafaza etmeyi başarmışlardır. Bu inisiyelerden biri olan Musa ile Tek Tanrı inancı, farklı bir anlatım tarzıyla olsa dahi, tüm dünyada yeniden büyümeye başladı.

Türklerin Tufan öncesine dayanan inanç biçimi olan Gök Tanrı dini, günümüz Sünni Müslüman araştırmacıların savunduğu gibi bir çok tanrılı din inancı vardı, yoksa bir Tek Tanrı inancı mı vardı? Bugün İslami referanslarla anılan Şehitlik (Vatan uğruna hayat feda etme), Ailenin namus ve şerefini, kendi namus ve şerefinin dahi ötesinde tutma gibi kavramlar hakikaten İslamiyet ile birlikte mi Türklerin hayatına girmiştir, yoksa binlerce yıldır zaten uyguna gelen gelenekler midir? Şamanizm, yok edilmesi gereken bir büyücülük türü müdür? Atalar Kültü, Kutsal Dağ, Yer ve Göğün Ruhları kavramları nelerdir? Bugün bazı Emperyal Örgüt olduğu iddia edilen yapılanmaların sembolü olarak görülen “Üçgen İçinde Göz” sembolü, aslında kadim bir Türk sembolüdür. Bugün Çift Başlı Kartal'ın da bir kadim Türk sembolü olduğunu unutturmaya çalışan karakterini, Üçgen İçinde Göz'ü de Türk düşmanı ilan etme sevdasındadır. Oğuzların ataları olan Oksusların uygarlığının Orta Asya'da MÖ 8 binlerde yaşadığı bugün hiç anlatılmamakta, gözden saklanmaktadır. Kadim bilgilerimizle ilgili tüm bu Ezoterik kariyeri, çalışma içinde bulacaksınız.

MÖ 6 binlerde uygarlığın ilk kurucuları savunulan Sümerler kimlerdir? Sümer kültürü ile Türk kültürleri, Sümerce ile Türkçe arasındaki bağlar, bize her iki ulusun aslında akrabalık ilişkileri göstermektedir. İkinci ciltte ayrıca Sümerlerin, Tufan öncesi uygarlık ile olan bağları da açıkça ortaya çıkarılmaktadır. Sümerler, Tufan öncesinde yaşayan Uygur İmparatorluğunun bir halkıdır.

Anadolu'nun en eski halklarından olan Luviler kimlerdir? Anadolu'ya Atlantis'ten mi gelmişlerdir? Tufan sonrasında onlardan sonra “Mason” olarak isimlendirilen ilk halk, MÖ 8 binden beri Anadolu'da yaşayan Luvilerdir. Masonluğun kökeninde, Ana Tanrıça Ma'nın Çocukları kelimeleri yatmaktadır. Ezoterizm bilgilerinin verildiği gibi Mason bilgileri de Anadolu'dan tüm dünyaya yayılmıştır. Homeros'un, İlyada destanında Yunanlılarla savaştıklarını söylediği Turuvalılar, aslında Luvilerdir. Luviler, Güneydoğu Anadolu'ya kadar yayılarak, Saabi inançlarını derinden etkilemiştir. Tüm semavi dinlerin atası kabul edilen İbrahim, bir Saabi'dir. Yahud Leviler ile Luviler akrabadır.

Atlantis'in tek eski çağ uygarlığı Luviler değildir. Mısır medeniyetinin kurucusu da Atlantislilerdir. Mısır'ın kurucusu Hermes, bir Atlantislidir. Akdeniz'deki Atlantis kolonisi, MÖ 5 binlerde Kızıldeniz konumunda yer alan Mu kolonisine yenilmiş ve ortaya çıkan çok tanrılı Mısır dini ortaya çıktı. Bu çok tanrılı yapının direnen Hermetik öğretilmesi ve Mısır Ezoterizmi, izlenmesi en önemli olanıdır.

Bir diğer önemli inceleme noktası olan Tufan öncesi Uygur İmparatorluğunun bir parçası olan Yunan uygarlığının, Mısır Ezoterizminden etkilenmesi ve batı dünyasını şekillendiren Pisagor ve Platon gibi düşünenlerin Mısır başlangıcından geçmiş birer Ezoterizm yanlısı olmalarıdır. Yunan medeniyeti büyük ölçüde Uygur Ezoterizmi ile Mısır Ezoterizminin bir ortak ürünüdür. Bunun izlerini Yunan mitolojisinde görmek mümkündür. Örneğin Yunan Ana Tanrıçası Hera'nın, Poseidon ile olan savaşı aslında bir Mu-Atlantis savaşıdır. Platon, Yunan kuvvetlerinin Atlantis'i işgal ettiğini söylemektedir. Tufan öncesi bu olaylar, Yunan uygarlığına mitolojik efsaneler olarak geçmiştir.